Can Aydoğmuş Yazio: Atatürk ve Hz. Mevlana’nın Astroloji Haritaları


Canım Okurlarım, İçinden geçtiğimiz bu süreci daha iyi anlamanız ve aynı zamanda astrolojik olarak da gelecek yıllara dair öngörülerimi detaylı olarak öğrenmek adına lütfen önceki köşe yazılarımı da okuyun…

Canım okurlarım,

Bana güvendiğiniz ve destek verdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum!

Kitaplarımı okuyan ve okutan, sosyal medya hesaplarımı takip eden binlerce insan ile etkileşimde olmak benim için inanılmaz keyifli bir olay. Bazen her ne kadar her şeye yetişemiyor olsam da elimden geleni yapıyorum. Çok yakında -kısmetse bu ay- Hz. Mevlânâ ile ilgili yazdığım ilk romanım İndigo Yayınevi’nden yayınlanacak. Açıkçası bu konu ile ilgili çok heyecanlıyım! Benim astroloji haritamda Venüs gezegenim hariç bütün gezegenlerim 3. ve 5. evlerimde; yani tamamen yaratmak, üretmek, yazmak ve kitaplar ile ilgili… Aynı zamanda Satürn’üm en yüksek noktada Merkür ile birleşmiş; zaten bu da yazarlık anlamına geliyor. Özetle, her ne kadar bir taraftan şu ana kadar birçok iş yapmış olsam da; astroloji haritam, benim yazarlığa yönelmem gerektiğini gösteriyor. Aslında bakacak olursak son 5 yıl içinde 4 araştırma, blog ve kişisel gelişim ile benim kendi yolculuklarıma dayanan kitaplar, 12 çocuk kitabı, 1 tamamlanmış ve bir tane %50’si tamamlanmış roman dışında farklı kitaplar yazdım…

Tabii bu sırada yazdığım köşe yazılarını, blog yazılarımı ve sosyal medyada devamlı yazıyor olma halimi bir kenara koyuyorum.

Dürüst olmak gerekirse kendimi yazarken çok daha mutlu hissediyorum.

Hayatımdaki hedefim dünya çapında bir yazar olmak ve yüzlerce kitap yazmak…

Bunu herkes anlamaz; ancak yazarların anlayabileceği bir duygu yaşıyorum ve her bir kitabım yayınlandıktan sonra sanki bir çocuk dünyaya getirmişim gibi rahatlıyor ve mutlu oluyorum.

Bunun yanında takipçileri temsil eden 5. evimdeki, kendi evinde düz dönen Mars ve Ay ile birleşmiş olan Jüpiter bana yaşım büyüdükçe çok daha fazla takipçi veriyor. Aynı anda inanılmaz bir şekilde en şifalandırıcı ve en olumlu etkileyen gezegen olan Jüpiter’in 5. evimdeki birleşimi takipçilerimin şifalanmasına ve mucizeler yaşamalarına vesile oluyor. O yüzden de her gün insanlardan birbirinden güzel sayısız geri bildirimler alıyorum. Bunun için her gün şükrediyorum…

Sonuç olarak insanların astroloji haritaları, hayatlarını çok ciddi anlamda olumlu yönde etkiliyor.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Astroloji Haritası

Atamızın astroloji haritasını incelediğim zaman Jüpiter’i kendi evinde son derece güçlü bir konumda düz dönüyor. Navamsha haritası -yani 40 yaş sonrası haritasında- Jüpiter’i yine kendi evinde son derece güçlü bir konumda…

Jüpiter’i iyi ve güçlü konumda olan ve aynı zamanda düz dönen insanlar üstünde karmalarından gelen çok yüksek bir kutsama ve korunma vardır. Aynı zamanda bu insanlar birleştirici, bütünleyen, bir araya getiren; din, dil, ırk, mezhep, renk ve cinsiyet ayrımı yapmayan insanlardır.

Jüpiter en şifalandırıcı, en iyicil gezegen olduğu için aslında bir insanın ne kadar iyi biri olduğunu da gösterir.

Atatürk’ün astroloji haritasında Jüpiteri 8. evinde olduğu için insanları bir araya getirme gücü dorukta…

Dünyada etrafına milyonlarca insanı toplayan, guru, lider, öğretmen ve bilgiyi aktaran kişilerin haritalarında 8. evleri son derece güçlüdür. Atatürk’ün haritasında iç gezegenlerinden hiç biri ters dönmediği için, kendisinin tam anlamı ile ilerici, geriye odaklı olmayan; geçmişe, sadece ondan dersler çıkararak daha iyisini yapmak için bakan biri olduğunu söylemeliyiz.

Gezegenleri ters dönen lider ve devlet başkanları geçmişi özler ve her şeyi olduğundan öncesine döndürmeye çalışırlar. Tabi ülkenin haritasına göre bunu yapabilir ya da yapamazlar.

Türkiye’nin astroloji haritasında bütün gezegenler ters dönüyor. Belki geçici dönemdir, lakin sonuç olarak Türkiye her zaman ileriye doğru gidecek ve geçmişe dönmeyecek ya da gerilemeyecek bir ülke…

Atatürk’ün 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmasının gerçek anlamda şaşılacak şekilde çok doğru bir astrolojik tarih olduğunu düşünüyorum. O zamanların biraz öncesi ve sonrasını incelediğim zaman, gezegenlerin ters döndüğü ya da kötü durumların yaşandığı zamanlarla çakışmadığını gördüm.

Zaten Atatürk’ün Jüpiter’inin iyi konumda olduğu gibi Hz. Mevlânâ’nın da Jüpiter’i en yüksek konumda… Hatta şunu söylemeliyim ki; Hz. Mevlânâ’nın astroloji haritasını gördüğüm zaman “Bu insanın kâmil insan olmasına ve aydınlanıp yükselmesine bir adım kalmış.” dedim. O kadar iyi bir haritası var ki; bunu anlatmaya kelimeler yetmez.

Sadece annesi, öğretmen gibi konuları var. Yoksa Allah’ın gerçek anlamda sevgililerinden biri diyebiliriz.

Atatürk ile Hz. Mevlânâ’nın astroloji haritalarındaki benzerlikleri gördüğüm zaman ciddi anlamda çok şaşırdım.

Bu konunun üstüne bir kitap yazacak kadar çok çalıştım tabi ki; ama burada kısa yazacağım.

Atatürk’ün haritasında çok sayıda gezegeni 5. evinde toplanmış durumda; yaratmak, üretmek ve yaşamın kutsamaları gibi pek çok anlama gelen bu evde bir insanın çok gezegeni ya da iyi açıları olduğu zaman o insan çok sayıda insan tarafından takip ediliyor ve seviliyor.

Diğer bir taraftan Atatürk’ün 40 yaş sonrası haritasında Merkür kendi evinde Atatürk’ün yükseleni ile birleşerek Atatürk’ün kendisi oluyor. Bu noktada şunu söylemeliyim ki; bu açının aynısı Albert Einstein’da var. Bunun ötesinde hemen karşısında Jüpiter kendi evinde düz dönerek inanmaz büyük bir güç ile kendi evinde olan çok güçlü Merkür ile birleşiyor ve Merkür’ü yükseltiyor.

Bu birleşim bir astroloji haritasında olabilecek en yüksek zeka, akıl; hatta bunların ötesinde dahi ve insanüstü bir bilinç anlamına gelir. Diğer insanlar adeta bu kişinin yanında maymun bilincindeymiş gibi kalabilir. Evrim ve bilinç olarak diğerlerinden adeta yüzlerce yıl ileridedir.

Devamında Güneş’i ve Ay’ı karşılıklı; sonuç olarak kendi duyguları ve zihni aynı kararları veriyor, böylece iç çatışma yaşamıyor. Kalbi ile beyni bir; o yüzden ışık saçıyor ve bu ışık ona ün, şan, şöhret verdiği anlamına geliyor. Bu açı daha çok Hollywood yıldızları ya da dünyaca ünlü insanların astroloji haritasında vardır. Benim de 40 yaş sonrası haritamda var. Bakalım 40 yaşımdan sonra dünyaca ünlü olacak mıyım? J

Tabi bu Güneş ve Ay’ın birleşimi ile ilgili olan nokta çok önemli. Atatürk’ün Güneş’inin en düşük noktada olması, egosunun çok düşük olduğunu gösteriyor. Son derece mütevazı, alçak gönüllü ve kendini asla insanlardan üstün görmeyen; lakin zeki olduğunun, bilinç olarak daha özgür, açık, ilerici ve yüksek olduğunun farkında olarak insanların iyiliği için çalışan bir insan olduğunu gösteriyor. Aslında haritasını incelediğimiz zaman içinde insanları birleştirmek elinde olsa; bütün dünyayı birleştirmek isteyecek bir etki olduğunu görüyoruz.

Hz.Mevlânâ ile karşılaştıracak olursak, Hz.Mevlânâ’nın da Merkür’ünün kendi evinde olması müthiş zeki olduğunu;  Venüs’ünün kendi evinde olması, dünya nimetleri ile ilgili kutsanmış ve asla para ile ilgili bir konusu olmadığını; Mars’ının kendi evinde olması, çok müthiş sağlam güçlü ve farklı bir zihninin olduğunu gösteriyor. Jüpiter’i zaten kendi evinin ötesinde kendi evinde ve bütün gezegenleri düz dönerek ışık saçarak parlıyorlar.

Mevlânâ ile Atatürk ‘ün haritasını karşılaştırdığımız zaman tek iyi durumda olmayan gezegenleri: Satürn. Zaten o yüzden öğretmenlik yapmış, insanlara yardım etmiş veya kendileri hasta olmuş ya da çevrelerindeki yaşlı ya da hasta insanlarla uğraşmışlar. Tabii ben, bu hayatlarında yaptıkları ve başardıkları sayesinde Satürnlerini daha iyi bir konuma getirdiklerini düşünüyorum.

Çünkü sonuç olarak astroloji haritaları; tamamlanması gereken bir puzzle, notların yükseltilmesi gereken bir okul sistemi ya da sınavların verilmesi gereken bir üniversite gibidir.

İnsanların da dünyaya geliş amacı; bu aşamalardan geçmek ve bunları bitirmektir. Dünya’ya geliş amacı okumak, evlenmek, zengin olmak, zevk yaşamak, çocuk yapmak, torunlarını sevmek ve gezip ölmek değildir.

Bazısı evlenmeli, bazısı evlenmemelidir. Bazısı çalışmalı bazısı çalışmamalıdır. Bazısı üretmeli bazısı üretilenin üstüne çalışmalıdır.

Sonuç olarak herkes için tek doğru yoktur…

Zaten Atatürk’ün astroloji haritasında rahu -yani kuzey düğüm- 5. evinde olduğu için ve bütün gezegenler ile birleştiği için Atatürk’ün adeta insanlığa hediyelerini vermek için geldiğini söyleyebiliriz.

Açıkçası bu konu üstüne sayfalar dolusu yazabilirim ama biraz da Atatürk’ün geleceğinden daha önceki köşe yazılarımda bahsettiğim gibi bahsetmek istiyorum.

İnsanlar vefat ettikten sonra da bu dünyaya bıraktıkları bilinç, enerji ya da kendilerinin isimlerinin etkisi astroloji haritalarına göre aynı şekilde yaşayan bir insanın astroloji haritasına bakıp geleceğe dair öngörü yapılabildiği gibi devam eder.  Tabi bazı insanların astroloji haritasındaki gezegenleri kişi ölünce ölüyor, etkilerini kaybediyor ama çok az insanda tam tersine, öldükleri zaman canlanıyor ya da daha da güçleniyor.

Mesela bazı sanatçılar yaşarken yaptıkları sanat eserlerinin hiç değeri bilinmez ama onlar öldükten sonra çok değerlenir ya da kişi daha çok sevilir, ünlü olur gibi örneklendirebiliriz.

Bununla ilgili Hz. Mevlânâ hakkında bir şeyleri zaten söylememe gerek olmadığını düşünüyorum.

Bildiğiniz gibi Mevlânâ ve Mevlânâ’nın öğretileri, yaşamı ve kitapları ölümünden sonra gittikçe büyüdü, gelişti ve yıllarca New York’un çok satanlar listelerine girecek kadar, hatta kendi yaşadığı yerin ülkeler ve okyanuslar ötesinde yerlerde bile saygı duyulup sevildi. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Mevlana’nın doğumunun 800’üncü yılı nedeniyle 2007’nin ‘Dünya Mevlana Yılı’ olması konusundaki önerisini kabul etti. UNESCO, Mevlana’nın 2007 yılında tüm üye ülkelerde anılması kararını aldı. Dünyanın her yerinde adı duyulduğu zaman insanların kalbinde sevgi ortaya çıkıyor.

Aynı şekilde Atatürk’ün haritasında öldükten sonra müthiş şekilde bir güçlenme oluyor. Bu güç ölümünün arkasında yıllar, yüz yıl hatta yüz yıllar geçtikçe daha da büyüyecek ve aynı Hz. Mevlânâ’da olduğu gibi aradan 800 yıl geçtiğinde bile bütün dünya ona hayranlık duyuyor olacak…

Zaten şu anda da bütün dünya, dünyanın liderleri, akademisyenleri ve dünyada gerçekten aklı başında bilinci yüksek insanlar Atatürk’ü çok seviyor. Bu sevgi ilerleyen dönemde o kadar yükselecek ki; artık aklı başında olan veya olmayan, bilinci yüksek veya düşük olan herkes Atatürk’e karşı bambaşka bir sevgi, saygı ve değer ile yaklaşacak.

Atatürk’ün astroloji haritasında ileriye yönelik inceleme yaptığımız zaman özellikle 2019 Kasım sonrası 2020 Eylül sonrası tam etkisini başlatır bir şekilde 2025 yılının sonuna kadar doruk noktasına çıkacak bir biçimde Atatürk’ün dünyadaki yükselişinin kendini göstereceğini söyleyebilirim.

Özellikle 2021 Mayıs ile 2022 Nisan arası ve sonrasında 2022 Nisan ile 2023 Nisan arası Atatürk ‘ün Türkiye ve Dünya’da yükselişini, Kemalizm gibi ondan sonra ortaya çıkan akımların çok büyük güç kazanacağını ve 2025 yılının sonuna kadar bütün dünyanın bunlarla ilgili seyredeceği çok büyük film, dizi, belgesel ve kitap gibi projelerin yapılacağını gösteriyor.  Aynı anda bütün dünyanın Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü konuştuğunu,  tüm dünyada sosyal medya, internet, televizyon ve gazete manşetlerinde Atatürk’ün adını göreceksiniz. Aynı anda Türkiye daha önce de olduğu gibi tamamen onun istediği ve ideolojisini destekler bir biçimde ilerleyecek ve bu doğrultuda şekillenecek…

Atatürk’ün astroloji haritasının üstünden bakacak olursak 1999, 2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 döneminde kötü bir dönem olan sadesati yaşamış.

Şimdi 2023 Nisan ile 2025 Nisan arasında o yaşadığı kötü dönemden eser kalmayacak…

Bunun yanında bütün bunlar olduktan sonra 2032 yılı ile 2044 yılı arasında Atatürk’ün haritasında daha büyük bir güçlenme ve yükseliş oluyor. Özetle çok daha iyi bir döneme giriyor ve hem kendi ülkesi hem de yurtdışında gücü artıyor. Zaten Türkiye 2043 yılında Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu zaman olan rahu dönemine, yani yapılanma ve gelişme dönemine giriyor. Arkasından 2061 ile 2077 yılları arasında Jüpiter dönemine, yani Türkiye’nin adeta altın çağı olan en iyi dönemine giriyor.

Eğer 77 yaşına kadar yaşarsam o döneme girdiğimizi görebilirim. 77 yaşımdan 93 yaşıma kadar yaşarsam da hayatımın son dönemlerini, ülkemin altın çağına denk gelecek olan dönemde, ülkemde keyifle yaşamak isterim.

Bu arada, 77 yaşımdan 93 yaşıma kadar dedim; çünkü Jüpiter dönemi 16 yıl sürüyor. J

Bütün bunların yanında son olarak çok önemli bir noktaya da parmak basmak istiyorum.

Atatürk’ün haritası ile Türkiye’nin haritasını birleştirdiğimiz zaman Türkiye’nin kariyer iş, fabrika, üretim, imalat v.s. gibi alanlarının büyüyüp geliştiğini, Atatürk’ün haritasının Türkiye’nin haritasını müthiş şekilde iyi etkilediğini söyleyebiliriz.

Bu yüzden zamanımıza uyarlayarak Atatürk’ün bilgeliği, öğretisi ve ışığı ile ilerlememiz ülkemizin en yüksek iyiliğine olacaktır.

Tabi bunu söylemişken Hz. Mevlânâ’yı da söylememek olmaz.

Hz. Mevlânâ’nın haritası ile Türkiye’nin haritasını birleştirince Türkiye’ye zenginlik veriyor. Daha fazla sevilme ve rahatlık veriyor. O yüzden mutlaka Hz. Mevlânâ’ya yönelik Türkiye’de daha büyük yatırımlar yapılmalı, Hz. Mevlânâ köyü ya da bütün dünyanın dört bir yanından insanların gelip kalabilecekleri Hz. Mevlânâ tesisleri olmalı…

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Hz. Mevlana Muhammed Celaleddin Rumi’ye sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Eğer zamanda yolculuk şansım olsa ilk olarak Atatürk ve Hz. Mevlana’ya gitmeyi, onları görüp gelmeyi çok isterdim.

Bazı insanlar boşuna sevilmiyor. Hz. Mevlânâ’nın da Atatürk’ün de astroloji haritalarında sevilme açıları inanılmaz yüksek. Çok sevileceklerini ve onları seven ve takip edenlerin onlar öldükten sonra da devam edeceğini astroloji haritaları gösteriyor.

Şu an bunları yazarken yüzyıllar ve yüz yıla yakın bir zaman sonra, Hz. Mevlânâ ve Atatürk hakkında bu şekilde yazılması ne kadar güzel bir şey diye düşündüm. Ben olsam çok mutlu olurdum. Dilerim onlar da, bu satırlarımdan memnun ve razıdırlar.

Sevginin kaynağının gücü bizi Atatürk’ün ve Hz. Mevlânâ’nın ışığında, hiç batmayan güneşli ve karanlıkların yok olduğu günlerde yaşatsın…